Artık tek derdimiz nasıl geçineceğimiz oldu sanki… İki kişi yanyana geldiğinde edilen tek sohbet, ki buna sohbetten çok yakınma desek daha doğru olur, kendisi ve ailesinin hayatını ekonomik anlamda nasıl idame ettireceğini sorgulayan nitelikte oluyor.
Herkesin kendine göre derdi var. Öğrencinin derdi ayrı, özel sektörde çalışanların derdi ayrı, kamuda çalışanların apayrı… Bir de küçük esnaf var nefes almaya çabalayıp, hayatta kalmaya çalışan. Orta ve büyük ölçekli ticari ve sanayi işletmeleri zaten devletin sağladığı desteklerden sonuna kadar fayda elde ediyor, bir şekilde kardan zarar ederek hayatını sürdürebiliyor.
Gelelim bakkal amcaya!
BAKKAL AMCA
Sayın Cumhurbaşkanı’mız 5 zincir marketin piyasayı alt-üst ettiğini belirten beyanları yazılı ve görsel medyada günlerce yer bulmuştu. Ben sürecin mali boyutunu inceleyebilecek bir ekonomist değilim ama sürekli indirim mağazası sloganı ile faaliyet gösteren bu mağazalar çoğunlukla döngü düzeninde reyon tasarımları ile dikkat çekiyor. Bir kurşun kalem almak için içerisine girseniz dahi, tüm reyonları geçerek kasaya ulaşabildiğiniz bir düzen var. Market sayısının çokluğu sebebi ile tedarikçilerle yoğun ilişkiler içinde, normal piyasanın daha altında rakamlarla mamul temin ettiği ve bulunduğu yerlerdeki küçük esnafın işlerini kestiği gün gibi ortada olduğu konusunda fazla ahkam kesmeyeceğim. Zaman zaman medyada zincir marketlerin düzenlenmesi ile ilgili yasa çalışması yapıldığı öne sürülse de mevcut iktidar döneminde büyümüş olan zincir marketler, her gün yeni bir şube açma peşinde. Elbette düşüncem servet düşmanlığı değil, herkes emeğinin karşılığını almalı, sadece başkasının da yaşam hakkını gözeterek.
Kendi mahallemde benim gözlemlediğim; son üç ay içinde 3-4 küçük esnaf, ki tamamına yakını bakkal ve şarküteri, işyerinin sermayesini tüketerek kapatmak zorunda kaldı. Mamul fiyatlarındaki artış bir yana, kira, elektrik, su faturalarının şişmesi, vergi masraflarını karşılaması artık mümkün olmaması ama en çok ta zincir marketlerle rekabet edememesi nedeni ile kepenk indirip geçim nafakasını başka şekilde çözmeye çalışıyor küçük esnaf terkleri.
SORUMLULUK KİMDE?
Her ne kadar başta İstanbul Ticaret Odası ve meslek odaları bu konuda özenli ve dikkatli davranarak çalışmalar yapması gerekmekteyse de işin bu kısmında bence en büyük görev, ilçemizi temsilen Küçükköy Esnaf ve Sanatkarlar Odası’na düşmekte. Çünkü sivil toplum nazarında en etkili pozisyonda, bu konuda kamuoyu oluşturma hacmine sahip belki de tek kuruluş. Özellikle bu noktada sorumluluk, bu konularda ciddi bir bilgi birikime sahip olan Küçükköy Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Sayın Erkan Kaya beyde diye düşünüyorum. Ne kadar da önceki yerel seçimlerde rakip olmuş, siyasi anlamda farklı görüşlere sahip olsalar da Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Sayın Hasan Tahsin Usta bey ile birlikte hareket ederek küçük esnafın nefes almalarına yardımcı olmalılar. Hatta mahallelinin o köşe dükkanlarının kepenklerini kapatıp zincir marketlere kaptırmalarına engel olmalılar. Bunun yöntemini, elbette onlar çok daha iyi bileceklerdir. Ancak ön koşul bolca istişare etmek.
Kepenk indirenler ilçemizin esnafı. Ekonomik kriz hepimizin krizi, küçük-büyük herkes elini taşın altına koymalı. Sonuçta zincirler de ticari birer işletme, satış ve karı yükseltme hedefleri var ama her sokağa da bir şube açmanın da bir anlamı yok bence. Yakın çevremde aynı ada üzerinde 2 tane, 300 metre mesafede 5 tane isimleri değişik olmak üzere zincir market mevcut.
Bu arada mevcut iktidar bahsi geçen zincir marketlere hatırı sayılır cezalar kesti yakın zamanda. Ancak mevcut iktidar döneminde tüm gücü kullanarak, palazlanıp yayılmalarına imkan verildiği unutulmuş gibi…
Diğer taraftan iktidar, alınan ekonomik kararlarla Türk Lirası’nın aşırı değer kaybının hem akaryakıt, hem de Anadolu’dan gelen ağır vasıtaların geçişinin mecbur bırakıldığı, geçiş garantili yol ve köprü ücretlerinin üretici maliyetlerini arttırdığı konusunda aldığı büyük rolü unutmuş gibi davranıyor… Bence çok gülünesi bir durum…
Son olarak bir sözümde sorumlu, yetkili oldukları kısımlarda (yetki alanları) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu ve Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Sayın Hasan Tahsin Usta beye. Başkanlarımız zincir marketlerin sevkiyat noktasında özellikle yayalar için yarattığı sorunları da atlamamalılar.
Anlatayım;
Aslında diğer şubelerinde de uygulamanın aynı olduğunu gözlemlediğim bir konuyu kendi yaşadığım bölgeden örnekle aktaracağım. Sakinlerinin halen Poligon Caddesi ismiyle bildiği Şehit Mustafa Yeşil Caddesi üzerinde bulunan, ki 100 metre mesafede inşası devam eden Poligon Kültür Merkezi’nin de bulunduğu, zincir mağazada mal sevkiyatı genellikle akşam saat 17-18 saatleri arasında, kullanımı yayalara ait kaldırımı kapatarak yapılıyor. Bununla ilgili 3 adet sorum olacak ilgili ve yetkili Belediyelere;
*Bu mağaza (ve diğer gözlemlediklerim) sevkiyat yaparken kaldırımı kapatmak konusunda belediyeden izin almış mıdır?
*Gerekli izin alınmamışsa 100 metre ilerideki yürüyüş yolunda (Beşyüzevler Caddesi) sürekli devriye gezen Zabıta Memurları neden müdahele etmemektedir?
*İzin alınmış ise bu izin neye (hangi kurallara) göre verilmiştir? Öğrenmek isterim, çünkü; izni veren birimin yerinde inceleme yaparak, kaldırımın yaya kullanımına kapatılarak sevkiyat yapılmasının, yaşlılar, çocuklar, bebekli annelerin trafiğin yoğun olduğu saatlerde caddeden geçmelerine neden olduğunu görerek bu verdikleri iznin ne kadar hatalı olduğunu görmelerini isterim.
*Bonus: Benzer bir sevkiyatı küçük esnaf yapsaydı, zabıta ekipleri orada biter miydi, bu da ayrı bir soru olsun?
İYİ Mİ SENELER?
Takvimler değişecek. Bol 2’li bir yıla gireceğiz. O ikiler bizlere iyi mi gelir bilmem ama iyi gelmeli. Sağlık, huzur, mutluluk getirmeli. Bütün temennimiz bu yönde. Kötü günler geride kalsın, çok daha kötü günler de hiç gelmesin. Herkese ve tabiki özellikle de küçük esnafa sağlıklı ve bol kazançlı günler dileklerimle. Yeniden görüşmek üzere şimdilik hoşçakalın, İYİ SENELER…