Çocuklar, yetişkinler gibi kendilerini karşılıklı konuşma eylemini yaparak ifade edemezler. Oyun ve oyuncaklar yoluyla yetişkinlere bir şeyler anlatmaya çalışırlar. Oyun, çocukların kendini anlatma ve kendini arındırma yöntemidir. Oyun ve oyuncak, çocukları meşgul etme ve oyalama yöntemi kesinlikle değildir. Yetişkinler terapiye geldiğinde kendilerini ifade edebiliyorlar, sorunun farkında oluyorlar. Çocuklar ne yazık ki bunu yapamıyorlar. Çocukların kendini anlatabilmesi oyun yoluyla ve oynayış biçimiyle olmaktadır.
Uzman, çocuğu oyun terapisi odasında belirli zamanlarda olan belirli süre içerisinde gözlemleyip, çocuğa uygun teknikler kullanarak onu değerlendirir. Bu değerlendirmeler ailenin de iş birliği içerisinde bulunduğu psikoeğitimler ile olmaktadır. Oyun terapisi bir Aile, Uzman ve Çocuk üçgenidir diyebiliriz. Yetişkinler ile nasıl terapi yapılıyorsa çocukla da oyun terapisi yapılmaktadır. Çocukların hamurları akışkandır şekil verilebilmektedir. Yaş büyüdükçe bu hamur katılaşmaktadır ve şekil vermek zorlaşmaktadır. Yetişkinlerin hamuru çocuklara göre daha katıdır ve şekil vermek zorludur. Örneğin 5-6 yaşındaki bir çocuk ile daha ileriki yaşlarda bir yetişkin terapide aynı olmayacaktır. Çocuklarda birkaç seansta değişim görülürken yetişkinlerde bu süreç daha uzun olacaktır. İnançlarımız yaş aldıkça katılaştığı için değişim daha zor olacaktır. Bu yüzden ebeveynler eğer çocukta sorun gördüğü ve çocuğun günlük hayattaki işlevselliğini bozan durumları gözlemliyorsa bir uzmandan destek almaları geç olmadan ve zaman kaybetmeden çocuk için en faydalı davranış olacaktır.
Bazı durumları küçük yaşta çözmek her zaman daha çözüm odaklı bir yaklaşımdır. Bazen ebeveynler oyun terapisinin gerekli olmadığını düşünürler fakat bu yanlış bir düşüncedir. Araştırmalara göre birçok yetişkin bozukluğunun kökeni, çocuklukta önlenmemiş, tedavi edilmeyen sorunlardan kaynaklanmaktadır.
Oyun terapisi çocukların duygularının farkına varmalarına ve onları olumlu şekillerde ifade etmelerini sağlamaktadır. Öfkelerini yönetmelerine, otokontrollerini geliştirmeye, özgüven kazanmaya, benlik saygısını geliştirmeye yardımcı olmaktadır. Ayrıca kaygı, korku ile baş etmelerine ve problem çözme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmaktadır. Oyun terapisi çocuklara sosyalleşme becerileri, kişisel gelişim, duygusal gelişim, endişeler ve travma çözümünde yardımcı olur. Bu yüzden aileler oyun terapisine şüpheyle bakmamalıdır. Çocuğun doğal bir ihtiyacı olarak bakmalılardır.
Oyun terapisi genellikle 3-11 yaş arası çocuklara uygulanabilmektedir. Yaş aralığı çocuğun gelişimine, sembolik oyunun başlamış olmasına göre değişkenlik gösterebilmektedir. Bu nedenle yaş aralığı 2 yaştan da başlayabilmektedir. Seans süresi terapi ekolüne ve çocuğun ihtiyacına göre değişebilmektedir.
Oyun terapisinden çocuğun günlük rutini ve işlevselliğini bozan herhangi bir durumda, özgüven problemlerinde, okulda yaşadığı problemlerde, akranlarıyla olan problemlerde, dikkat eksikliğinde, çiş (enürezis) ve kaka (enkoprezis) problemlerinde, çocuğun ani ve yıkıcı öfke patlamalarında, aile içi yaşanan olumsuz durumlarda (çatışmalarda), çocuğun yaşadığı kaygı ve korkularda, kardeş kıskançlığında, kendi yaş gelişimine uygun davranmadığında, travma ve yas, istismar, uyku problemleri, yeme problemleri, bazı otizm ve öğrenme güçlükleri (destek olarak) gibi problem durumlarında yararlanılmaktadır.