Sınır koyma, çocuğa bir beklenti ya da kural konusunda belirlediğimiz pozitif bir çerçevedir. Sınır koyma aynı zamanda ebeveyn ile çocuk arasındaki güvenli ilişkiye zarar vermeden, çocuğun davranışlarını şekillendirmek demektir. Çocuk ve ebeveyn arasındaki güvenli ilişki tüm süreçlerde olduğu gibi bu süreçte de oldukça önemlidir. Sınırlar belirlenirken çocuk merhametle kuşatılmalıdır. Öteleyen ve ilişkiyi zedeleyen “Ceza” dan “Sınır” ı ayırmak gereklidir.
Peki niçin sınırlara ihtiyaç duyarız?
Trafik ışıklarının olmadığı bir dünya hayal edelim. Her aracın kendi istediği yöne hareket ettiği, kuralsız bir dünya. Oldukça ürkütücü gelir bizlere. Çocukların da neden o davranışı yapmaması gerektiğini öğrenmeleri ve sınırları bilmeleri için onlara yönlerini gösteren işaret ve uyarıcılara ihtiyaçları vardır. Sınır koyma, çocuğa hangi davranışın riskli olduğunu, hangisinin güvenli olduğunu, davranışı gerçekleştirdiğinde karşısına hangi sonucun çıkacağını öğretir.
Çocuklar için sınır ve kısıtlamalar güven vericidir. Anne ve babalar sınır koyduklarında kötü ebeveyn olacaklarını düşünürler. Bu doğru değildir. Öncelikle bu duygudan çıkmaları gereklidir. Sınır koymaya ihtiyaç duyuyorsak öncelikle bunun niçin gerekli olduğuna kendimiz inanmalıyız.
Peki sınırları nasıl koyacağız?
Sınırları oluşturmadan önce, sınır koymaktaki amacımızın ne olduğunu, bu noktada sınır koymaya gerçekten ihtiyacımızın olup olmadığını, koyduğumuz sınırların çocuğun yaşına uygun olup olmadığını düşünmeliyiz. Bu sorulara cevap verdikten sonra sınır koymayı karar verirsek eğer;
► Sınırlar oldukça kısa ve çocuk için anlaşılır olmalıdır.
► Çocuğun yaşına ve içinde bulunduğu gelişim dönemine uygun olmalıdır.
► Sınırlar tutarlı bir şekilde uygulanmalıdır. Anne babanın kendi içinde tutarlı olması da oldukça önemlidir. Ebeveynlerden biri evet derken diğerinin hayır demesi çocuk için oldukça kafa karıştırıcı ve kaygı verici bir durumdur.
► Sınır koyarken odaklanmamız gereken kişi çocuktur. Sorumluluk çocuktadır. Bu yüzden ‘‘biz’’ kelimesini kullanmıyoruz. Örneğin; ‘‘Biz onu atmıyoruz.’’ değil, ‘‘O yere atılmak için değil’’, diyoruz.
► Sınır koyarken ebeveyn çocuğun karşısında savunucu tarafta değil onun tarafında olmalı ama kuralları da hatırlatmalı.
Örneğin ‘‘Bu yere atman için değil. Senin yerinde olsaydım ona daha iyi davranırdım. Onunla bir daha oynamak istersen zarar verdiğin için eskisi gibi bulamayabilirsin bu da seni üzebilir. Onu yere atmak yerine bu gazete kağıtlarını yere atabilirsin.’’ , ‘‘Keşke daha fazla zamanımız olsaydı biliyorum sen de oyun alanında daha fazla oynamak istedin, buradan ayrılacağımız için üzgünsün. Bugünkü zamanın tamamlanmış. Bugün hepimiz gitmek zorundayız.’’ Bugün gidip yarın gelmeyi mi seçersin yoksa devam edip 5 gün boyunca hiç gelmemeyi mi? Senin yerinde olsam bugün gidip yarın gelmeyi seçerdim.’’
Sınır koymada 4 aşama;
- Duygularını anlayın. Çocuğun hislerini, gördüklerinizi ve onu anladığınızı bildirin. Örneğin: Kardeşine çok sinirlendin.
- Sınırları ifade edin.
- Alternatif sunun, uygun alternatifler hedefleyin.
- Seçimleri ifade edin. Bir sınır belirlediğinizde çocuk bu sınıra uymuyorsa çocuğa seçenek sunun.
Bu aşamaları birkaç örnekle açıklayalım;
*Arkadaşına vurmak isteyen bir çocuk.
- Öfkeli olduğunu ve arkadaşına vurmak istediğini biliyorum.
- Arkadaşın vurulmak için değil.
- Arkadaşın yerine buradaki yastıklara vurabilirsin.
- Arkadaşına vurmayı seçersen seni oyun alanından çıkartmamı seçmiş olursun.